KABATAŞLI TİYATROCULAR 25 YIL SONRA YİNE BİRLİKTE…

 

Kabataş sahnesinden yetişen bu ekip birbirinden hiç kopmadı. Galatasaraylı kardeşleriyle birlikte  geleneksel buluşmalar tertip etmekten hiç vazgeçmedi…

 

1989-93 yılları arasında Kabataş sahnesinde bulunmuş bu “efsanevi” tiyatro ekibi düzenli aralıklarla bir araya gelmekte. Bu yılki buluşma, ekibe ruhunu veren oyuncuların pek çoğunun ve uzun yıllar boyunca topluluğun yükünü taşıyan hocalarımız Atilla Bey ve Dilek Hanım’ın katılımlarıyla Cihangir Firuzağa’da gerçekleşti.

Firuzağa buluşması bu kez fondaki cızırtılı caz ile başlayıp, Haydar Köyel’in yatakhaneyi sallayan hatıratı ile renklendi. Foksiler, Rıdvan Hoca’lar havalarda uçuştu. Leman Teyzemiz saygıyla hatırlandı. Dr. Ekim Nehir’in gece yarısı taksi ile Beykoz’dan kalkıp yetişmesi gözleri nemlendirdi. Banu ve Dilek Hala Kabataş Erkek’te aktris olarak görev üstlenmeyi kabul ettikleri için plaket beklemekteler. Mete, Barcelona’ya yerleşirse biz ne yaparız diyoruz. Taşkın’ın bebeğini bekliyor, Behiç’in “değerli” gülüşüne hala gülebildiğimize şaşıyoruz…

 

SSCB’nin halen yaşadığı, liseli delikanlıların Yeni Türkü ile hüzünlenip, metal müzikle coştuğu, ilk özel televizyon olan Magic Box’ın kurulduğu, Türkiye’nin demokrasi arayışıyla geçen, Süleyman Demirel’li yılları…

 

Kabataş bir dönüşüm sürecinin eşiğindeydi. Türkiye’nin bu son köklü “erkek lisesi” bir süre sonra kız talebelere kapılarını açacak  ve bir Anadolu lisesine dönüşecekti.

 

Müdür Yardımcısı Atilla Küçükkayıkcı ve Aysen Erensoy, mektebin kültür müdür yardımcılığı görevini üstlenen Canan Şensöz koordinasyonunda Kabataş Tiyatro Topluluğu’nu hareketlendirmeye giriştiler.

 

İstanbul İktisat sahnesinden Kabataş’lı ağabeyimiz Serhat Aligil, yeni ekibin yönetmenliğini üstlenecek yeni oyun ekibini, dekor ve kostüm tasarımcılarını saptayacak ve oyun seçimlerine girişecekti.

 

Tasarlanan kostümlerin üretiminin sorumluluğu, mektebin “alâmet-i fârikaları”ndan biri haline gelmiş Madonna lakaplı Mektep terzisi Leman Teyzemizin üzerindeydi. Elektrik işleri ise mektebin namlı elektrikçisi Ömer Yılmaz’ın maharetli ellerine bırakılmıştı.

 

Kabataş ile Galatasaray arasında 90’lı yıllara damgasını vuran rekabetin keskinleşmesi ve yer yer mektep kavgalarına varması hatırdadır. O yıllarda bu anlamsız gerginliğe bir son vermek adına iki camia bir girişim başlatacak, Kabataş’lı tiyatrocuların “aktris” ihtiyacı Galatasaray Lisesi’nden mektebe gönderilen Banu Kaşalı, Dilek Kutlu ve Behice Funda tarafından üstlenilecekti.

 

Söz konusu ekip, 1989-93 yılları arasında son derece aktifti. Başta “Büyük Romulus”, “Atçalı Kel Mehmet”  “Sonsuz Gemi” olmak üzere bir ana ekip ve bir geleneğin devamı olarak iki ayrı ağabey tarafından yönetilen iki alt ekip ile pek çok oyun sahneye kondu. Pek çok ödül kazanıldı…

 

Londra ve İstanbul’da sahne alan Haydar Köyel, Kırca Tiyatrosu’ndan Göksenin Göksel, halen müzik yaşantısını Amsterdam’da sürdüren Selim Doğru ve Kraliyet Tiyatrosu ve dizileriyle tanınan Ahmet Saraçoğlu bu topluluktan çıkmıştı.

Sabahın ilk ışıkları görünüyor… İlk aşk unutulmuyor…

Bir akşam konuğum ol
oturup konuşalım biz bize
Anıların çubuğunu yakıp
uzatalım geceyi biraz

Geçmişe bir el sallayıp
yaşanan günleri konuşalım
ve günlerin üstüne çöken
dumanlı, isli havaları…

CEVAP YAZIN