6.6 C
İstanbul

Mutluluk Ve Gurur

Bugün Kabataş’ı sordum kendime, nedir Kabataş senin için diye. 16 sene geçmiş üzerinden mezuniyetin. Düşündüm. Unutamadığım o kadar çok anı canlandı ki bir anda, tarif edemedim duygularımı. Mutluluk ve gurur diyelim kısaca. Herkesin ekleyeceği bir şeyler vardır elbet Kabataş denilince. Döksem duygularımı kağıda, ne yazarım diye düşünürken başladım yazmaya… Biz saraylıyız...
  Uzun uzun bakıyorum kışın karanlığını taşıyan denize taş duvarların arkasından. O zamanlar belirli bir saat aralığında kurallar ve sıkışmışlıklar arasında biraz da ergen aklıyla taş duvarlar dediğim o bina, gerçek hayata yol aldıktan ve yıllar geçmeye başladıktan sonra vazgeçilmez bir yuva. ’98 yılının soğuk Aralık günleri... Anlamsız buhranların yaşları......
Geçmiş zamanın birinde dersten koşar adım çıkıp kendisini sabırsızlıkla müzik odasına atan çocuklardık. Hele mevsim baharsa, hele o  yosun kokusu çekilmişse iliklere kadar… Kapıdan girdiğimizde üst kattan yayılan   Bach’ın piyano konçertoları da eklendi mi o anlara işte belki de gerçek huzurun tarifi buydu. Sonra bir gün bambaşka bir melodi...
Bizden biri… HABİB GEREZ’50 biraz ekmek,biraz su biraz da sen ötesi can sağlığı... Dünyaca ünlü ressam, şair ve sanat insanımız Habib Gerez'50 , Ortaköy Musevi Cemaati içinde büyüyüp yolu Kabataş’tan geçen bir ağabeyimiz. Bu yıl 92. Yaşını kutluyor sevenleriyle. Biz de kendisine Kabataşlı selamlarımızı gönderiyor ve nice yaşlar diliyoruz Kırmızı - Siyah olarak. Gerez Ağabeyimiz, 1926...
Duygu Islakoğlu’15, Kamer Akşahin’87 ve Arda Tunca’88 bir Kırmızı-Siyah buluşmasında sohbet halindeler. Konu, her cuma günü Ortaköy’den Beşiktaş’a yapılan eski yürüyüşlere uzanıyor bir anda. O yürüyüşlerin, derslerin ağırlığından deliye dönmüş öğrenciler üzerinde yarattığı keyfi anlatıyor Kamer Akşahin ve Arda Tunca. Gülerek karşılık veriyor Duygu Islakoğlu. Kendi dönemiyle kıyaslamalar yapıyor...